31 Mayıs 2017 Çarşamba

Yeni gelen öğrencileri hoş karşılamaktan daha geri dönenleri beklemeye öncelik vererek her şeyi feda etmek

Geçen gün, ben kitap koleksiyonumun çoğunu satmaya karar verdim.
Bunun nedeni, hemen para ihtiyacıma ek olarak, İnternet'in yayılmasından dolayı ve son yıllarda küresel düzeyde akademik seviyenin düşürmesinden dolayı kitabın değerinin değiştiğine karar verir çünkü da vardır.
Sonuç olarak, koleksiyonumda şehrin alışveriş bölgesinin ihtiyaçlarına uymayan birçok özel kitapları vardı, bu yüzden düşündüğüm kadar çok kitap satmak olmadı.
Bununla birlikte, kitaplarımdan başka ev eşyalarımı bile göstererek, ben "Bu da satılabilir. O da satılabilir." söylemeye başlayınca onu gören öğrencim ise çok şok hissetmiş.

Öğrenci sayısının talihsiz bir şekilde azalttığı arasında yanımda tüm yol kalan öğrencilerim, yeni öğrencileri ağırlamaktan çok daha isteksiz bir şekilde bırakıp gitmeye rağmen tekrar dönecek öğrencileri bekleyerek hazırlamağa öncelik tanıdığımı biliyor.
Bence bu sefer, benim her şeyi o amacıyla kurban ettiğimi sembolik olarak göstermek için bir fırsat oldu.
Ve ben onlara dedim.
"Öğretmeninizin (yani benim) onlar için yaptığım her şeyi, tabii ki sizin için de yapacağım düşün!"

Ben öğrencilerime her zamanki, mesela Yaşlı Doktor olarak da bilinen Janusz Korczak tarafından yapılmış her şeyleri, harika şeyleri değilde, bir öğretmen ve lider olarak doğal şeyleridir gibi konularını söylemekteyim.
Sanırım bunların bir kelime olmadığını birazcık gösterebilirdim.





Referans için:

15 Nisan 2017 Cumartesi

Sayın Erdoğan, benden yaşlısın.

Öncelikle,
yarında gerçekleşmesi planlanan 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu hakkında haber duydum.
Ben 2016 Türkiye askerî darbe girişimi hakkında haber duyduğumdan beri Türk arkadaşlarımı merak ediyorum.
Bir Japon olmama rağmen bir mesajım yazıyorum.
Türkçem bozuk olması yüzünden kusura bakmayın.

+++

Sayın Erdoğan, benden yaşlısın.
Ben Japonya'da oturduğum bir Japon, ismim Satoşi, soy isim Awaya.
2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu hakkında haber duydum.
Dışarıdan Türkleri merak ettiğim bir yabancı olarak sana mesajım yazıyorum.
Saygısızlığım için özür dilerim.

Bu birkaç sene arasında hem Türkiye'de hem de bütün dünya'da çıkan facialar hakkında haberleri Japonya'ya da geldi.
Türkiye'de tekrar tekrar saldırılarında hayatını kaybedenlerin ölüleri izledim.
Dışarıdan seni görünce bir şeyi korktuğun gibi görünür.
Türklerin lider olarak çoğu derdin var diye düşünüyorum.
Fakat, Sayın Erdoğan, bütün dünya'da çoğu insanlar senin öldüğünü istemez diye düşünüyorum.
Biz zaten yeter kadar çoğu facia kurbanlarını gördük.
Hem Muammer Kaddafi hem de Saddam Hüseyin kanun dışı olarak öldürülmüş.
İyi olup olmadığı, kötü olup olmadığı bilmiyorum da güçlü sesle desteklenmemiş konuşma bile konuşabilenleriymiş.
Öyle liderler ise hem Fidel Castro hem de Hugo Chávez, Lee Kuan Yew, Nelson Mandela bile gitti.
Hem Mahathir bin Mohamad hem de José Mujica emekli oldu.
Eğer Vladimir Putin'le seni kaybederse dünya nasıl olacak?
İmmobilism yani devekuşu gibi politika, görmezlikten gelme hükmetmeğe olacak diye düşünüyorum.
Bütün dünya için ölmeyin, öldürülmeyin, ve kimseyi öldürmeyin.

Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde seninle arkadaşlarının dönem şanlı bir dönem olmak zorunlu diye düşünüyorum.
Çünkü sizin devlet idaresinin piyasaya çıkmadan önce Türkiye'de yaklaşık her on sene darbesini ya da askerlerin siyasete müdahalesini buluyormuş.
Fakat sizin 2003 tarihinde devlet idaresinin piyasaya çıkmadan sonra başarılı darbesi ya da müdahalesi yok olmuş.
Ayrıca sizin dönem arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomisi çok iyileşmiş.
Aşağıda bir grafik gösteririm.



Sizin dönem arasında Türkiye Cumhuriyeti ilk defa gelişmiş ülkelere girmişsiniz.
Sizin için çok şanlı bir dönem olmuş.

Peki bu aranın başlangıç noktasında hem size hem de sana çok büyük destekliği varmış.
O kadar çok büyük destekliği ne için?
Herhangi bir hukuk nedeni için imiş mi?
Ben senin hapistan başladığını okudum.
Sana hukuk nedeni hiç yokmuş, değil mi?
O zamanki senin destekçiler faziletin için sana destekleymiş diye düşünüyorum.

Şimdi de senin faziletini tekrar isteniyor diye düşünüyorum.
Senin için hukuk bir yetkisine ihtiyaç yok, değil mi?
Başlangıcına aynı olarak şimdi de senin faziletini tekrar isteniyor diye düşünüyorum.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak.
Bugün o "ocak" ve "yıldızı" nedir?
Bence senin faziletle cesaret olabilir.

20den daha gençler 2003 tarihinde durumle olayları hatırlamıyormuş.
O yüzden sen onlara da faziletini parlayan bir yıldız gibi göstermek zorunlu diye düşünüyorum.

O zaman yarın sizin kazanıp kazanmadığı fark etmez.
Senin faziletle milletinizi birleştirdiğini diliyorum.
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh.
+++

Türkçem bozuk olması yüzünden kusura bakmayın.
Sözlük kullanarak yazdım.

Kendinize iyi bakın!
Hayırlı olsun!

24 Ocak 2017 Salı

America! America! God shed His grace on thee!

Barack ve Michelle Obama yaşayan ve özellikle güleryüzlü Beyaz Saray'dan çıkıp gitmiş.
O helikopterinin tehlikesiz bir şekilde havalar ötesine uçup gittiği anı, ABD için onun tarihinde en mutlu anı olabilir.



O beautiful for spacious skies

Above the fruited plain!



O beautiful for patriot dream



O beautiful for heroes proved





America! America! God shed His grace on thee!


Bu, eski bir kız öğrenci için yazdığım yazı.
O yarım Afrikalı-Amerikalı ve yarı Japon.
Sekiz yıl önce, Bay Barack Obama, Amerikan tarihinde ilk siyah başkan seçildiğinde, o kız bana "BAZI sebepten dolayı mutluyum" dedi.
Öyleyse ben de BAZI sebepten dolayı onu tebrik etmek istediğim için bunu yazdım. :)

Referans için: